Kavacık Köyü
Kavacık, Karabağlar ilçesinin batı uzantısını oluşturan ve İzmir Körfezi’nin güneyinde sıralanan, 850 metre rakımlı Kızıldağlar üzerinde yer alan 200 haneli şirin bir köydür. Bu yerleşime Karabağlar’ın batı kesiminde yer alan Limontepe istikametinden yaklaşık olarak 23 km. uzunluğunda görsel bir şölenin sergilendiği, çam ormanlarıyla çevrili körfez manzaralı bir yoldan ulaşılmaktadır.
<Heybetli görünümü ve bozulmamış doğal güzellikleri bünyesinde barındıran, Kızıldağlar (Mastousia) antik dönemden itibaren İzmir’e gelen seyyahların ilk dikkatini çeken yer olmuştur. Kavacık Köyü’nün kuzey kesiminde Narlıdere ile sınır çizgisinde bulunan ve halk arasında yan yana yükselen ve uzaktan bakıldığında bir çatalı andıran silüetinden dolayı “Çatalkaya” olarak adlandırılan bu muhteşem dağ; ilk çağlardan itibaren İzmir’in simgesi haline gelmiş ve seyyahlar tarafından “ikiz kardeş”, “iki erkek kardeş” ismi ile de adlandırılmıştır.
Köyün üzerinde yer aldığı ormanlık Kızıldağlar silsilesinin birinci yol bağlantısı, Aydın-Çeşme otoyolundaki Limontepe kavşağında inşa edilen TOKİ blokları güzergâhından, ormanlık bölgedeki Tırazlı, Kavacık, Payamlı ve Küçükkaya köylerine ulaşarak Güzelbahçe’ye inmektedir. Seferihisar’ın Bademler köyü yönüne inen ikinci yol üzerinde ise, Efem Çukuru, Çamtepe, Gödence ve Gölcük köyleri konumlanmaktadır. Bu yolun yan bir kolu, Menderes’e ve Cumaovası’na ulaşır. 19. yüzyıldan beri yabancı yatırımcıların ilgilendiği maden yatakları ile İzmir’in su kaynaklarına yakınlığıyla tartışılan Efem Çukuru altın madeni, Tırazlı-Kavacık arasındaki radarlar ve Payamlı-Kavacık arasındaki füze rampası da bu havzadadır.
Kızıldağlar, 15. yüzyıldan itibaren konargöçer Türkmen aşiretlerince yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1478 tarihli Osmanlı Arşiv belgesine göre Urla-Kilizman Zaiminin hasları arasında, Kızıldağlar üzerinde, yerini tam olarak bilmediğimiz ancak harita üzerinde yapılan işaretlemeden, Kavacık Köyü civarında olduğu anlaşılan, ‘Kızıldağ Köyü’ yer almaktaydı. Bu bilgiden yola çıkarak bu bölgede ki yerleşimin sanılandan çok daha eskiye gittiği görülmektedir.
Orta Anadolu’dan göç eden Karakeçili Aşiretine bağlı Yörükler tarafından kurulmuş olan Kavacık Köyü’nde ilk yerleşimin “topak” adı verilen çadırlarda gerçekleştiği belirtilmektedir. Kavacık köyü, ormancılık, palamutçuluk, küçükbaş hayvancılık gibi faaliyetlerle gelişmiş ve giderek taş evlere geçilmiştir. 18. yüzyıla kadar giden yaklaşık 300 yıllık selvi motifi olan tarihî mezar taşları ve yatırlar da, köyün geçmişi hakkında bilgi verir. Zamanla, yöre halkının bir bölümü İzmir’in Narlıdere, Uzundere gibi semtlerine göç ederken köye Anadolu’dan yeni göçmenler gelmiştir. Bölge 1996 yılında Doğal Sit Bölgesi ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Derin olmayan bir vadinin iki yamacına yerleşmiş mahalleler ile etrafa dağınık biçimde yayılmış az sayıda binadan oluşan bu köyde, geleneksel doku, organik kurgulu dar sokaklar ve üzerlerinde bulunan tek-iki katlı evlerden oluşur. Avlulu, hayatlı plan şemasına sahip olan birkaç odalı evlerin karakteristik malzemesi taştır. Ancak günümüzde mevcut taş ocakları kapatıldığı için betonarme evler yapılmaya başlanmıştır.
Kavacık günü birlik geziler ve kamp kurmak için çok uygun mekanlara sahiptir. Doğal güzellikler içinde, şelalelerin de yer aldığı bölgede dağ yürüyüşleri için ideal 20 civarında parkur bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bir zamanlar bölgedeki dereden altın ve mozaik çıkarılan madenler de görülmesi gereken mekanlar arasında yer almaktadır. Ayrıca Köyün Çukurboz veya Güney Mevkii diye anılan yerdeki mağaralarda çok eski devirlerde yaşamış insan toplulukları olduğu belirtilmek ile birlikte bilim adamlarınca araştırılmayı beklemektedir.
Karabağlar-Kavacık Köyü’nden Sofralara ENFES Üzümler
Karabağlar’ın güzel köyü Kavacık; ENFES Üzümü’nün (Kavacık Üzümü) sofralara girmeye başladığı şu dönemde ününü günden güne arttırmaktadır. Kavacık’ın ünlü ve lezzetli bu üzümleri halk tarafından o kadar beğeniliyor ki, orijinal ismi “Alphonse Lavallee” olan bu üzüm çeşidinin ismi, “Enfes Üzümü ve Kavacık Üzümü” olarak adeta değiştirmiş durumdadır. Doğum yeri Fransa olan bu çeşit, İzmir-Karabağlar’a bağlı Kavacık Köyü’nün ekolojisi ile o kadar mükemmel bir uyum sağlamıştır ki, Fransızları kıskandıracak derecede kalite, aroma ve albeni oluşturmuştur. Bazı bağ bölgelerimizde de yetiştirilen Enfes Üzümü (Kavacık üzümü, Alphonse L.) Çatalca Dağı’nın eteklerinde kurulu 850 m. rakımlı Kavacık’ta resmen kendini bulmuş, eşsiz bir kalite yakalamıştır. Hasat zamanında; pazarlarda, marketlerde, restoranlarda karşımıza çıkan Kavacık’ın Enfes üzümleri kalitesi ve lezzetiyle diğer üzüm çeşitleri içerisinde kendisini ön plana çıkarmaktadır. Çeşidin kültürel ve salkım özelliklerinden göze çarpan en önemli özelliği morumsu siyah tane rengi ve Kavacık’a özgü 11 grama kadar ulaşabilen tane iriliğidir. İzmir’imizde yetişen bu güzel çeşidin yuvarlak formda ve çekirdekli (1-4 adet) taneleri vardır. Kanatlı konik yapıda, iri salkımları (800-1000 gr.) olan bu çeşidin budaması kısa (2-3 gözden) yapılmaktadır. Kavacık’ta üzümlerin genellikle klasik sistemde (goble sistemi) yer bağları şeklinde geleneksel olarak yetiştirilmesi bu çeşidin renk, kalite ve aroma özelliklerini benzersiz yapmaktadır. Fransa’dan çıkan ve İzmir’imizde kendini bulan bu üzüm çeşidi, ününü günden güne arttırmakta, her geçen gün daha fazla ailenin sofrasına katılmakta ve Kavacık’ın adının daha fazla duyulmasına katkı sağlamaktadır.